ETKİLEŞİM MÜHENDİSLİĞİ

İletişimde insanın psikolojik temel yaklaşımı “anlaşılmak” tır. Anlatmak sadece bir araçtır. Amaç anlaşılmaktır. Bu nedenle iletişimde muhatabımızın kendisini ifade edebildiği bir iklim oluşturmak çok stratejik ve anlamlı bir durum ortaya çıkartmaktadır.

Nöro iletişim ve duygusal zeka açısından dinlemek ve anlamak anlatmak ve konuşmanın çok ötesinde bir etkiye sahiptir.

Örneğin; En yakın dost ve arkadaşınızı sizin için farklı ve özel kılan nedir? Niçin onları diğer insanlardan farklı olarak kendinize daha yakın insan olarak kabul ediyorsunuz? Bunların önemli bir psikolojik sebebi, kendinizi onlara rahat ifade edebiliyor olmanız ve sizi anlayabiliyor olmalarından başka bir şey değildir.

Değerli okuyucular; Sizce insanlarla başarılı bir iletişimi kurmanın sırları nelerdir? İnsanlarla iletişime geçtiğinizde sizin güçlü yanlarınız nelerdir? Muhatabınızın nasıl bir iletişim dili var? Çantanızda iletişim araçları olarak ne gibi alternatifleriniz var? soruları sizin iletişim stratejisini gözden geçirmeniz için kendinize yöneltebileceğiniz sorular olabilir.

Eğer güçlü ve etkin iletişim kurmanın çok basit ama önemli birkaç sırrı olduğunu bilseniz ne yapardınız? İletişim süreçlerinde insanları etkileme için çok önemsediğimiz sözcüklerin sadece yüzde yedi olduğunu biliyor muyuz? Oysa ses ve tonlamanın yüzde 38 oranında, beden dilinin ise yüzde 55 olduğunu bilmek iletişim araçlarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Söylediğimiz sözlerimizden daha fazla dikkat etmemiz gereken konuşurken beden dili dediğimiz, yüz şekli, el ve kol hareketleri, mimikler, gözler ve yüz ifadelerimizdir. Size gülümseyerek, nazikçe “günaydın” diyen bir insan hayal edelim. Zihninizde nasıl bir resim canlandırırsınız? Peki ya karşılaştığınızda size bakmadan günaydın diyen bir insan hayal edelim. Bu insan hakkında hissettiğiniz duygu ne olurdu?

Başarılı bir iletişimin kısa yol tuşlarının iletişime geçtiğimiz ilk saniyelerde oluştuğunu net bilmemiz gerekiyor. Nöro iletişim, bir insanla ilk karşılaştığımız anda görsel beynimizin kişinin “beden diline” dikkat ederek o kimse hakkında olumlu veya olumsuz bir yargı oluşturduğumuzu ve bunu sadece birkaç saniye içersinde yaptığımızı söylüyor. Daha sonra beynimiz bu yargılarla ilgili genellikle otomatik tanımlama (zihinsel kısayol) ile işlem oluşturmaktadır.

İnsanların sizle ilgili izlenim oluştururken beynin ilk olarak halk arasında “hoş bir insan” veya “soğuk bir insan” tabirleri ile ifade edilen türden bir sınıflama yaptığını, eğer sizi cana yakın olarak algılamışsa altı veya daha fazla olumlu kişilik özelliklerini de grup halinde zihinsel tamamlama ile ekleme yaparak kayıt oluşturmaktadır. İletişim sırasına eğer yalnızca kendi söylediklerimize odaklanırsak eksik iletişim gerçekleştiririz. İletişim bizim ne anlattığımız değil karşıdakinin ne anladığıdır. Etkin bir iletişimde sizin kendiniz ifadelerinizden çok muhatabınızın kendini ifade etmesi ve fikirlerini belirtmesinde belirlemektedir.

Unutmayalım! İnsanlar bizim ne söylediğinizden çok nasıl söylediğiniz ile ilgilenirler. Bu nedenle kendimizi doğru, etkin ve başarılı ifade etmede dikkat edilecek tekniklerin başında uyum-bağ kurabilmek gelir. İlk karşılaştığımızda fiziksel, duygusal ve zihinsel uyum-bağ kurulabilme temel iletişim becerisidir. Fiziksel uyum, muhatabımızın bedensel duruş şeklinin benzerini yapmak, el ve kol hareketleri , oturma şekli gibi veya konuşma hızına yakın konuşmak, ses tonunu benzer şekilde ayarlamak gibi fiziksel durumları içerir.

Konuştuğumuz kişinin mutlu, hüzünlü veya heyecan gibi duygusal durumlarını fark ederek benzer duygu durumlarını ifade etmek ve yansıtmak duygusal bağ kurmayı sağlar. Duygusal bağ kurmak, ifade edilmek isteneni anladığımızla ilgili önemli ipucu verir ve iletişimin devamlılığını sağlar. Bilmeliyiz ki ki insanlar kendilerine benzeyenlerden daha fazla hoşlanırlar. Muhatabımızın zihin haritası, kullandığı kelimeler, kelimeleri kullanış biçimi ve konuyu ele alış tarzı bize onun zihin yapısı ile ilgili bilgi verir. Etkin bir dinleme ile tespit ettiğimiz zihinsel konularla ilgili olarak onun konuştuğu ve ifade ettiği konularda benzer kelime veya cümle yapılarını kullanarak uyum bağ kurabilmek, iletişimde kaliteyi artırmanın diğer sırrıdır. İnsanların kişilik tipi ve iletişim biçimini tespit edip ona göre davranmamız bizim için daha olumlu sonuçlar oluşturur. Kültürümüzde “Ateş mumu eritirken yumurtayı katılaştırır” sözü bu anlamda çok manidardır.

Son olarak, iletişimde pozitif dil kullanma, bilinçaltımızı olumlu besleme ve sağlıklı düşüncenin temel taşlarındandır. Bir annenin çocuğuna “lütfen üzerini kirletme dediğinde” zihninizdeki resmi canlandırınız. Temiz bir resim mi yoksa kirli bir resim mi? Bilmeliyiz ki bilinçaltımız sözcüklerimizdeki olumsuz ekleri fark edemez; duyduğu sözcüğü canlandırır. Bu nedenle iletişimde olumlu kelimeler kullanmak daha doğru olur “Lütfen üzerini temiz tut” cümlesi beynimizde olumlu bir alan oluşturur.

Değerli okuyucular; özetle, az bir zaman içinde verimli ve etkin bir iletişim için gerekenler; öncelikli olarak uyum-bağ kurmak, sözcüklerimizi beden dilimiz ile destekleme, pozitif bir dil kullanmayı iletişimin en büyük bonusları olarak sayabiliriz. Eğer iletişim çantanızda dinlemek,soru sorabilmek, duygusal uyum kurabilmek, geri bildirim yapabilmek gibi araçlarınız varsa iyi bir iletişime çok hazırsınız demektir.

PDR Uzmanı-İlhan KOÇ

Bu yazı, yazarın izniyle https://www.redaktorhaber.com/ sitesinden alınmıştır.

 
#
Tamam